
Kuzey Kanalı
Mayıs 2024’de deniz anası teması ile sona eren İlk Molokai denemesinden hemen sonra yeni rotam belliydi; Kuzey Kanalı.
İskoçya ile İrlanda aranda yaklaşık 34-35 kilometrelik bu parkur gerçekten çok zor. İskoçya-İrlanda arasında sıkışıp kalan okyanus, güçlü akıntılara sahne oluyor. Sert rüzgarlar ve ani değişen hava koşulları bu olumsuz etkileri daha da artırıyor. Rüzgarı, sanki içinde buz kürecikleri varmış gibi hissediyorsunuz ce canınızı yakıyor. Su sıcaklığı, yaz aylarında 12 dereceler civarında seyrediyor. Yaz dediysem bu kadar işte. Bizdeki gibi 40 dereceleri aramayın. Oranın da yazı böyle yapacak bir şey yok.
Eylül ayı aslında geçiş için pek uygun değil. Ama hep diyorum ya; Ocean’s 7, dilediğiniz zaman dilediğiniz yerde okyanus geçebileceğiniz bir meydan okuma değil. Her kanalda sıra var, yüzlerce yüzücü slot bekliyor, tekne ve uzman kaptan sayısı sınırlı. Bu nedenle gelen slotu ya kabul edip şansını deneyeceksin: ya da bir-iki yıl daha beklemeyi göze aşacaksın.
Ben ne yaptım sizce, Deliler Sınıfı Başkanı olarak tabi ki Kuzey Kanalı’na gittim.
İrlanda-Donaghadee’den saat 06.38’de suya girdim. Her şey yolunda gidiyordu. Su soğuktu evet ama bir-iki saatin sonunda alışmaya başlamıştım. Hava da şansıma yaver gidiyordu. Saatler ilerledikçe olumsuz bir şeyler hissetmeye başladım. Gökyüzü kararmış, dalgaların gücü artmış, rüzgar suyun dışındaki baş ve kollarıma kamçı gibi vurmaya başlamıştı. Deli gibi bir hava vardı ve ben okyanusta kulaç atmaya çalışıyordum. Akıntı öylesine güçlüydi ki bir-iki dakika kulaç atmasam rotamdan onlarca metre sürüklenebilirdim. Kendi kendime şarkılar söylüyor, beslenme ile ısınmaya çalışıyor, gülümsemeye çalışıyor ama titriyordum.
Evet, hipotermi yaklaşıyordu.
9 saatin sonunda şartlar değişmedi aksine daha da ağırlaştı. Suyu daha sıcak hissediyor, kollarımı ve başımı sudan çıkarasım gelmiyordu. Bugüne kadar sıfır derece de yüzmüştüm ama bu başkaydı. 5-10 dakika yüzmek ile 10 saat buz gibi suda olmak arasında derin bir fark vardı.
İskoçya Portpatrick karşıdan görünmeye başlarken kirpiklerimde buzlanmalar hissettim bir anda. Umursamadım, yüzdüm. Ne de olsa kara görünmüştü. Ama vücut ısım da düşüyordu. BESYO’da okurken hipotermi hakkında çok bilgi sahibi olmuştum ve belirtileri beni yakalamaya başlamıştı işte. Soluk alış verişim hızlanmış, hareketlerim yavaşlamış: konuşma bozuklukları başlamıştı.
Korktum… Çok okuyup çok bilince böyle oluyor sanırım Korkacak çok şeyin oluyor. Bir sonraki aşamada beni nelerin beklediği gerçeğiyle yüzleştim ve Portpatrick’e iki saat kala tekneye çıktım.
Bugün aynı şartlar olsa yine tekneye çıkar mıydım bilmiyorum. Hayatımın boyunca bunun yanıtını arayacağım.
19 TEMMUZ’DA 10 SAAT 48 SANİYE İLE GEÇTİM
Dünyanın en zorlu meydan okumaları arasında yer alan Ocean’s 7’nin soğuk sular, güçlü akıntılar, sert rüzgarlar ve gelgitleriyle ünlü Kuzey Kanalı’nı başarıyla geçtim. Türkiye saati ile tam 09.00’da İrlanda Bangor’dan 13 derecelik suya girdim ve 10 saat 48 saniyelik bir yüzme maratonu sonunda İskoçya Portpatrick’te Türk bayrağını gururla açtım. Daha önce Manş Denizi Cebelitarık, Catalina, Cook ve Molokai’yi bitirip Ocean’s 7 serisinde altı etap geçen ilk Türk ünvanını aldım.
‘Değerler Ortağı’ olduğum AXA Türkiye ile birlikte iklim değişikliğine dikkat çekmek amacıyla ‘Gelecek Neden Bir Risk Olsun ki’ diyerek kulaç atarken Kuzey Kanalı’nı en hızlı yüzen Türk olurken, dünyada kadınlarda bu kanalı en hızlı yüzen dördüncü isim oldum.
Kuzey Kanalı için bir aydan fazla uzun süre İngiltere’de soğuk su kampı yaptım. 18-23 Temmuz tarihleri arasındaki uygun bir günde yüzmeye başlayacaktım. Hava ve okyanus şartlarının uygun olduğu ilk aralıkta Matt Murphy, Stephen Maloney, Brian Muzkian ve Steven Grimley ile arka arkaya Bangor’dan suya girdim. Sabah saatlerindeki şiddetli soğuk nedeniyle Stephen Maloney bir süre sonra geri dönerken güçlü kulaçlar ve cesaretle yoluna devam ettim. Bu esnada güçlü akıntılar, rotamın değişmesine neden oldu ama yüzdüğüm grubu forse ederek kilometreleri birer birer aşmaya başladım.
Mücadelenin ortasında yaklaşık iki metrelik bir denizanası teması yaşasam da yüzmeyi sürdürdüm. Öğlen saatlerinde havanın yumuşaması işimi kolaylaştırdı. Güneş ile birlikte su yüzey sıcaklığı daha iyi duruma geldi ve sekiz saat sonra İskoçya kıyıları görülmeye başladı.
Portpatrick’e doğru kıyıya doğru yaklaşırken bir denizanası temasından daha teknedekilerin uyarısıyla son anda kurtuldum. Limanda bir çok yüzme sevdalısı ile maraton yüzücüleri, son dakikalarda bana tempo verdi ve müthiş meydan okuma, 10 saat 48 saniyede, saat 19’u 48 saniye geçe ve tam 41.2 kilometrede sonra erdi.
Kıyıya adım attım, kumlara ellerimle ‘Türkiye’ yazarken Türk bayrağını gururla açtım ve Kuzey Kanalı’nı en hızlı yüzen Türk oldum. Ocean’s 7 serisindeki son etap olan Japonya – Tsugaru’yu da geçtiğim taktirde bir ilki başarıp Türk yüzme tarihine adını altın harflerle yazdıracağım. Tsugaru geçiş tarihi henüz netlik kazanmadı.